Selam dostum,
Ben de senin gibi toplumun doğru ve yanlışlarına bakarak bu hayat serüveninde bir yol seçmiştim. Toplumun inancı neyse adımlarımı ona göre atmıştım. Bu inanç uğruna birtakım çalışmalar ve araştırmalar yaparak da inandığım değerin temelini sağlamlaştırmaya çalışıyordum.
Sonra ne oldu biliyor musun? Zaman içinde inandığım değerler üzerinde çelişkilerden oluşan garip bir rüzgarın estiğini farkettim, ama aldırış etmedim. Belki benim ‘akıl yetmezliği’inden kaynaklanan bir sorunum vardı. Belki doğruları yanlış gören bir mantık anlayışım vardı. Hayır hayır, böyle iyimser davranmak bir sonuç getirmiyordu. Tutarsızlıkların olduğu bir inancı bile bile savundum ve sırf bu çelişkileri örtbas etmek için sağdan soldan edindiğim dini kaynakları inceden inceye irdeledim. Ne yazık ki olmadı, bu tutarsızlıkları bertaraf edemedim. Doğru ile yanlışın harmanlaştığı bir inancı benimsediğimi zamanla kabul ettim ama yine de bırakamadım. Anlayacağın bu inanç duygusal bir bağa dönüşmüştü. Fakat bunun beni gerçeğe ulaştırmayacağının da bilincindeydim.
Demek ben yıllarca çelişkilerle dolu bilgilerin, bunu rehber edinen akımların, toplulukların, ideolojilerin, tarikatların ve cemaatlerin savunucusu olmuşum. Kur’an’la beraber kendi aklımı ve fikrimi bir kenara bırakarak başkalarının ‘doğru’ dediğine doğru, ‘yanlış’ dediğine yanlış demişim. Demek korkularım ve inandığım değer üzerindeki duygusal saplantılarım gerçeğe ulaşmamda engel teşkil etmiş.
Sonra ne oldu biliyor musun? Zaman içinde inandığım değerler üzerinde çelişkilerden oluşan garip bir rüzgarın estiğini farkettim, ama aldırış etmedim. Belki benim ‘akıl yetmezliği’inden kaynaklanan bir sorunum vardı. Belki doğruları yanlış gören bir mantık anlayışım vardı. Hayır hayır, böyle iyimser davranmak bir sonuç getirmiyordu. Tutarsızlıkların olduğu bir inancı bile bile savundum ve sırf bu çelişkileri örtbas etmek için sağdan soldan edindiğim dini kaynakları inceden inceye irdeledim. Ne yazık ki olmadı, bu tutarsızlıkları bertaraf edemedim. Doğru ile yanlışın harmanlaştığı bir inancı benimsediğimi zamanla kabul ettim ama yine de bırakamadım. Anlayacağın bu inanç duygusal bir bağa dönüşmüştü. Fakat bunun beni gerçeğe ulaştırmayacağının da bilincindeydim.
Demek ben yıllarca çelişkilerle dolu bilgilerin, bunu rehber edinen akımların, toplulukların, ideolojilerin, tarikatların ve cemaatlerin savunucusu olmuşum. Kur’an’la beraber kendi aklımı ve fikrimi bir kenara bırakarak başkalarının ‘doğru’ dediğine doğru, ‘yanlış’ dediğine yanlış demişim. Demek korkularım ve inandığım değer üzerindeki duygusal saplantılarım gerçeğe ulaşmamda engel teşkil etmiş.
Kur’an’da anlamadığım ayetler kafamda soru işaretleri bırakıyorsa, bu sorunu da çözecek olan yine Kur’an olacaktır. Farklı doğruların ve yanlışların barındığı ‘sözde dini kitaplar’ın fetvaları tutarsızlıklarla dolu olduğundan onları bir kenara bırakıyoruz. Böyle bir kanaat bizi nasıl bir sonuca götürecek?
Bakalım vardığım bu kanaat sonucu her soruya Kur’an’dan cevap alabilecek miyim? Aldığım cevaplar toplumun cevaplarına göre nasıl bir gerçek ortaya koyacak?
En temel sorulardan başlayarak sorularımı soracağım ve Kur’an’ın bu konudaki hükmünü anlamış olacağız. Toplumun doğrularına göre hareket ettiğimde çoğu kez hayal kırıklığına uğradım. Bakalım Kur’an bu konuda bize ne diyecek? Saplantılar içinde yaşamaya devam mı edeceğim yoksa o beni nura mı ulaştıracak? Lafı fazla uzatmadan ilk soruma geçeyim.
2.Bu Kur’an kimden gelmiştir?
(Bu Kur’an) üstün ve çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir. (Yasin, 5)
3.Ey Allah’ım bu Kitabı indirmenin sebebi nedir?
Şüphesiz ki bu Kur’an en doğru yola iletir; iyi davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler. (İsra, 9)
4.Bu Kur’an’ın bir uydurma olduğunu veya değiştirildiğini yani korunamadığını söyleyenler var.
Rabbinin Kitabı’ndan sana vahyedileni oku. Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O’ndan başka bir sığınak da bulamazsın. (Kehf, 27)
Rabbinin sözü hem doğruluk, hem adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. (En’am, 115)
Kur’an’ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız. (Hicr, 9)
5.Kur’an dediğimiz Kitap’ta çelişki de mi yok?
6.Yani bu Kitap’ta hiç bir şey eksik değil mi, tamamlanmış mı?
Rabbinin sözü hem doğruluk, hem adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. (En’am, 115)
7.Peki Allah’ım bu Kitap’ta her şeyi açıkladın mı?
O yalnızca bir öğüt ve Mübin (apaçık) bir Kuran’dır. (Yasin, 69)
Andolsun ki size açıklayıcı/açık delil (beyyine) ayetler, sizden önce gelip geçenlerden örnekler ve korunup, sakınanlar için de bir öğüt indirdik. (Nur, 34)
8.Ey Allah’ım Kur’an’ı senden başkası açıklayamaz mı?
9.Ey Allah’ım Kur’an’ın yorumunu kim yapacak?
10.Kur’an’ı sen yorumladığına göre, Kur’an benim için yeterli midir?
11.Ey Allah’ım hayretler içerisindeyim. Kur’an’da açıklanmayan bir şey varsa -ki yok diyorsun- Başka dini kitaplara veya hocalara soru sormamayım mı?
12.Hani ben Kur’an’da unutulmuş ve Peygamberimiz’in veya alimlerin açıklaması
gereken bir hüküm var zannediyorum.
13.Peygamberimiz veya alimler Kur’an’da bulamadığı hükümleri kendisi verebilir mi?
14.Peygamberimiz(s.a.v.) din hakkında hüküm veremez mi?
15.Peki ya Peygamberimiz(s.a.v.) nasıl hüküm verecek?
16.Peygamberimiz’in hadisleri Kur’an’da geçmesede Allah’ın ona bildirdiği sözler değil midir?
17.Ama Peygamber’imiz gaybdan/gelecekten bize haber vermiştir. Dolayısıyla Peygamber’imiz gaybı biliyor. Bunu hadislerden görüyoruz.
18.Peki ya bu ahir zamana ve kıyamet alametlerine dair hadisleri Peygamberimiz söylememiş midir? Uydurma hadisler mi bunlar?
19.Nasıl olur ya, Peygaberimiz kainatın efendisi, iki cihan serveri değil mi?
20.Peygamber’imiz diğer peygamberlerden üstün değil mi yani?
21.Peki bu uydurma hadislerle biz kandırılıyor muyuz?
22.Kur’an dışındaki sözler ve hadisler, Kur’an kadar sadık ve doğru değil mi yani?
23.Kur’an’dan başka dini kitaplara itibar etmeyelim mi?
24.Ey Allah’ım Kur’an’ı anlamam için ne yaptın?
Andolsun bu Kuran’da her örnekten insanlar için türlü türlü açıklamalarda (sarrafna) bulunduk. İnsanların çoğu ise tanımamakta ayak diretmektedirler. (İsra, 89)
Bunları Kuran’da türlü türlü şekillerde (sarf) açıkladık ki öğüt alıp hatırlasınlar. Fakat bu sadece kaçışlarını artırıyor. (İsra, 41)
Andolsun Biz Kur’an’ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı? (Kamer, 17-22-32-40)
25.Peki ya Kur’an’ı kimler anlar?
26.Ey Allah’ım bu indirdiğin kitabı nasıl okuyayım ve nasıl dinleyeyim?
Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin. (Araf, 204)
27.Kur’an’ı anlamadığım zaman ne yapabilirim?
Kur’an’ı (okumada) acele etme ve de ki: ‘Rabbim, ilmimi arttır.’ (Taha, 114)
Eyvallah ağabey.Daha fazla yazı bekliyoruz senden.
YanıtlaSilharika soru cevap anlatımı olmuş.
YanıtlaSilhala anlamayacaklarsa yapacak bir şey yookkk
aklına sağlık
HARİKASINIZ.
YanıtlaSilTebrik ederim
YanıtlaSil